FINDIK TARIMI

FINDIK TARIM TAKVİMİ


FINDIK TARIM TAKVİMİ

 

Sayın fındık üreticileri;  modern tarım tekniklerine uygun olarak fındık ürününe uygulanması gereken zirai faaliyetler aylar itibariyle aşağıya çıkarılmıştır.

bereketli ve bol ürünler dileğiyle....!

OCAK

 Bu ayda, dişi çiçekler diğer adıyla karanfiller fındık dallarında kendilerini göstermeye başlarlar. Pulcuklarla örtülü bir tomurcuğun ucundan çıkan, çeşitlere göre kırmızı, bordo ve pembe renklerde değişen kıl gibi ince uzantıları olan bu dişi çiçekler, ileride birer fındık çotanağı olacaklardır.

Bol ürün alınmak isteniyorsa, bu karanfillerin sağlıklı olmaları ve soğuklardan etkilenmeden döllenmeleri gerekir. Bu bakımdan, kış aylarında veya sonrasında gelen geç ilkbahar donlarına karşı bu aylarda önlem alınmalıdır.

Bunun içinde, genellikle mart ayı sonlarına kadar, bahçe içinde kolay yanıcı, sis veya duman veren, çalı-çırpı veya diğer yanıcı materyal temin edilerek hakim rüzgarların geldiği yönlere yığılmalıdır. Bunlar don tehlikesi baş gösterdiğinde, gaz yağı gibi kolay yanıcı maddelerle tutuşturularak fındık bahçeleri dondan korunabilir.

 Yine bu ayda tomurcuklar patlamadan önce Virgül koşnili ile ilaçlı mücadele yapılır.

Ayrıca, özellikle kumlu topraklarda görülen Dalkıran zararlısı ile kültürel mücadele için de bulaşık ve kurumuş dallar toplanarak yakılabilir. Bu işlem gelecek aylarda da sürdürülür.

 ŞUBAT

Fındıklarda dişi çiçekler yani karanfiller iyice olgunlaşmışlar, erkek çiçekler diğer adıyla püslerde fenerlenmeye yani çiçek tozlarını yaymaya başlamışlardır.

Özellikle yağış olmadığı hele de hafif hafif esen rüzgarlı günlerde fındık bahçeleri sapsarı bir tül gibi görünmeye başlar. Bu, sarı renkli çiçek tozlarını rüzgarlarla uçarak karanfillere ulaşması ve döllenmenin başlayacağının işaretidir.

Havalar bu ayda ne kadar güzel geçer, ne kadar çiçek tozu uçuşur ve karanfillere ulaşırsa ve döllenme ne kadar iyi olursa, o yıl ürün de o kadar bol olabilecek demektir.

Elbet iyi ve bol ürün almak için, döllenen karanfilleri de iyi beslemek gerekir. Bunu için yanmış çiftlik gübresi bu aydan itibaren verilmelidir. 3-4 yılda bir kullanılan çiftlik gübresi ocakların çevresine dal izdüşümüne (dalların tam altına) gelecek şekilde 25-30 kg kadar ve kesinlikle toprağa karıştırılmak suretiyle verilmelidir.

Unutulmamalıdır ki bir ton yanmış çiftlik gübresinde 5,5 kg azot, 2,5 kg fosfor, 5,5-6 kg potasyum ve diğer bazı bitki besin maddeleri bulunmakta, ayrıca verilen toprakların yapısını da iyileştirmektedir.

 Bu sıralarda, zarar yapmaya başlayan kozalak akarı’ nı ve kışı kozalak içinde geçiren filiz güvesi’ ni yok etmek için kozalakların elle toplanarak yakılması oldukça yararlıdır.

 İyi bir gübreleme; daha çok ürün, daha bol kazanç demektir.

 Kullandığımız çiftlik gübresi yanmamış ise , Bahçemizin gübreden yeterli faydayı görmediği gibi ısırgan, böğürtlen gibi yabancı otlarla da  bulaşabileceği unutulmamalıdır.   

MART

 Bir yandan; ” Mart’ın kapıdan baktırıp, kazma-kürek yaktırdığı” soğuklar zaman zaman görülürse de havaların da toprağın da artık ısınmaya başladığı, diğer bir deyişle canlıların kıpırdanmaya başladığı aydır mart ayı.

Artık bitkilerin ihtiyacı olan besin maddeleri yani gübre toprağa verilmelidir. Özellikle azotlu gübrelerin tavsiye edilen miktarının yarısı bu ay içinde, çiftlik gübresinde olduğu gibi, dal izdüşümlerine serpildikten sonra 5-10 cm derinlikte çapalanan toprağa karıştırılır. Yalnız gübre verilmeden önce toprak analizleri yaptırılıp gübreyi ona göre vermekle, eksik veya fazla gübreleme önlenmiş olur.

Gübrelerin çapalanarak toprağa karıştırılması ile hem gübrenin yararı sağlanmış; hem de kışı toprakta geçiren çeşitli zararlı böceklerle kültürel mücadele edilmiş olur.

Çeşitli tomurcukların arasına girerek kozalak veya fındık gülü adı verilen Fındık Kozalak Akarı zararlısı ile ilaçlı mücadeleye de havaların sıcak gittiği yıllarda yine bu ay sonlarında, yeni sürgünlerde dipten itibaren üçüncü yaprak geriye devrildiğinde ilaçlı mücadeleye başlanır.

Fındık Yaprak Deleni ile ilaçlı mücadele de yine bu ayın başlarından itibaren, larvaları galeri açmadan önce yapılır.

Bu ayda ilkbahar geç donlarından erken yeşillenen bahçelerde zararlanmalara karşı önlemler alınmalıdır.

Bu arada kıştan zarar görmüş sürgün ve dalların ayıklanmasına yine devam edilir.

Yazlık (azotlu) gübrelerle, ahır gübrelerinin ocakların dibinden 50-60 cm uzaklıkta, dalların altına gelecek şekilde serperken, mutlaka çapalanmalı ve toprağa karışması sağlanmalıdır.

NİSAN

Fındık dalları artık yeşermeye, bahçeler yemyeşil bir örtüye bürünmeye başlamıştır. Fındık çotanakları da bu aydan itibaren belirmeye başlar.

Genelde fındık bahçelerinde Fındık Kozalak Akarı ile ilaçlı mücadelenin  yapılabildiği dönem bu aydır. Ocak başına ortalama 30 kozalak var ise yeni sürgünlerde dipten itibaren 3. yaprak geriye devriliyorsa derhal ilaçlanmaya başlanmalıdır. Böylece Fındık Filiz Güvesi ile de mücadele edilmiş olur. Çünkü, fındık filiz güveleri de kışı kozalakların içinde geçirirler ve ilkbaharda yeni gelişen tomurcuklarla sürgünlerde galeri açarak kurumalarına neden olurlar. İlaçlama 15 gün sonra tekrarlanırsa daha iyi sonuç alınır. İlaç atılan bahçelere 30 gün süre ile hayvan sokulmamalıdır.

Son yıllarda özellikle urlu ve şekilsiz iç fındık zarar şekliyle tanınan ve halk arasında pis kokulu böcek olarak bilinen Fındık Yeşil Kokarcası zararının yoğun olduğu bahçelerde kışlamış erginlere karşı İlaçlı mücadele Nisan ayının ikinci yarısında yapılır.

Sabahın erken saatlerinde 10 ocak silkelenmeli ve en az 1 kışlamış ergin düşerse ilaçlama dekara 8-10 lt su atılarak yapılmalıdır.        

Azotlu Gübreleme geçmişse, bu ay içinde de kullanılabilir. Unutulmamalıdır ki, doğan fındığı dalda tutmak ve onu beslemek insanların elindedir.

Zirai mücadelede başarı; hedef zararlıya etkili ilacın önerilen dozda ve zamanda   kullanılmasıyla mümkündür.

MAYIS

Tüm canlıların kış uykusundan çıkıp faaliyete geçtiği, fındık çotanaklarının irilip dane içlerinin oluşmaya başladığı bu ayda fındığın zararlıları da zarar vermeye başlamışlardır. Bu bakımdan mayıs ayındaki  zararlı mücadelesine önem verilmelidir.

Bir çiftinin yaklaşık 200 meyveye zarar veren, fındığın en yaygın zararlısı olan Fındık Kurdu ile mücadele danelerin mercimek iriliğine ulaştığı bu ayda yapılır. Bunun için; sabahın erken saatlerinde dallar 3x3,5 metre boyutunda beyaz bir beze silkelenerek Fındık Kurdu erginlerine bakılır. Eğer her 10 ocaktan en az 3 ergin böcek düşüyorsa kesinlikle ilaçlama yapılmalıdır.

 Fındık kurdu için çok çeşitli ilaçlar varsa da; gerek çevreye ve özellikle kuşlarla arılara zarar vermemek için sulandırılabilir ilaçlar kullanılmalıdır. İlaçlama ocağın tacını aşmayacak ve yaprakların altlarını kaplayacak şekilde yapılmalıdır. İlaçlanan bahçeye üç hafta hayvan sokulmamalıdır.

Tavsiye edilen azotlu (yazlık) gübrenin ikinci yarısı bu ayın sonlarına doğru ilk yarısındaki gibi (mart ayında) uygulanır.

Fındık bahçelerinde; yapraktan  verilen mikro (iz) element içeren yaprak  gübreleri, mayıs- temmuz ayları arasında 15-20 gün ara ile 2-3 defa  uygulanmakta olup, ilk uygulamasına ise  bu ayın sonlarına doğru  başlanılmaktadır.    

İlaçlama yapılan bahçeye belirtilen süre içinde hayvan sokulmamalı ve bahçedeki meyveler iyice yıkanmadan kesinlikle yenmemelidir.

HAZİRAN

 Yazın başlangıcı sayılan bu ayda daneler gelişip çotanaklar irilmeye başlamıştır. Üretici bahçesini gezerken bir yıllık çabasının karşılığı olan daldaki bu çotanaklara bakarak o yıl ürününün ne kadar olacağını tahmin eder, buna göre de kazancını hesaplamaya başlar. 

Bahçede   ısırgan, böğürtlen gibi yabancı otlara karşı herbisit (yabancı ot ilacı) uygulaması bu ay sonlarına doğru yapılır.

Fındık ocaklarındaki dip sürgünleri şayet sonbaharda temizlenmemişse bu ayda da temizlenebilir.

Fındık dallarında bitki öz suyunu emerek beslenen ve bitkinin zayıf düşmesine hatta kurumalara neden olan fındık kahverengi koşnili’nin  hareketli  1. dönem larvalarına karşı yapılan ilaçlı mücadelede başarı sağlanmaktadır. Haziran ayı sonlarına doğru (Yumurtadan çıkışın tamamlanmasına yakın) ilaçlı mücadele yapılmalıdır.

Son yıllarda büyük yayılım göstererek üreticilerin de yoğun şikayetine neden olan  bu zararlıyla İlaçlı mücadeledeye başlamadan önce bahçeden tesadüfen alınan 10 ocaktan işaretlenen  3er bulaşık sürgün yani toplam  30 sürgünün her birinde  5 canlı koşnil var ise ilaçlı mücadele yapılmalıdır.

Başarılı bir ilaçlama için tüm yaprak, dal ve sürgünlerin tamamen ilaçlanması gerekir.   

Bu ayda ayrıca dalkıran zararlısıyla da ilaçlı mücadele yapılır. Zararlıyla bulaşık bahçelerde haziran ayının ikinci yarısında bahçe gezilir dallarda galeri açmaya başlanmış ergin dişi böceklerin çıkardığı taze odun talaşı görüldüğünde ilaçlamaya başlanmalı ilk ilaçlamadan 15-20 gün sonra ikinci ilaçlama yapılmalı.   

TEMMUZ

Fındık üreticisinin gözlerini fındık dallarından ayıramadığı sevinçli, umut dolu  olduğu bu ayda; fındık içleri meyveyi doldurmuş, kabukları da iyice sertleşmiştir.   

Yağışların az olduğu bazı yıllarda, kuraklık baş gösterebilir. Fındık  bahçelerinin bu olumsuz şarttan etkilenip, bitkinin su dengesinin bozulmasına dolayısıyla, meyve içinin iyi teşekkül etmemesi ile hasat önü dökümünün artmasına sebep vermemek  için, imkanlar elverdiğince bahçeler sulanmalıdır.

Artık,fındıkları toplanması yaklaşmıştır. Bahçelerde hasat önü temizliği, evde, harmanda araç-gereç onarımları ve eksiklerin giderilmesi, harman yerinin hazırlanması gerekir.     

Fındık kokarcası’ nın nimf yoğunluğu fazla ise İlaçlama yapılabilir. Bunun için nisan ayında belirtilen ilaçların her hangi biriyle (değişik olması tavsiye edilir) dekara 50 lt su atılarak nimf ilaçlaması yapılır.

İleride uygun ve yeterli gübre kullanmak amacıyla analiz yaptırmak için yaprak örneğide bu ayın ikinci yarısı (hasattan 10-15 gün önce) alınmalıdır. Toprak örneği ise gübre verilmeden önce her zaman alınabilir.

Gübreleme yapmadan önce; bahçe toprağının ve/veya fındık yaprağının analizi yaptırılarak belirlenen cins ve ihtiyaca göre gübre kullanılmalıdır.

Böylece boş yere gübre atılmamış ve toprağın yapısı bozulmamış olur. 

AĞUSTOS

Fındık hasadının yapıldığı, yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle tüm bahçelerin şenlendiği bu ayda yediden yetmişe herkes fındığın peşindedir.

 Bir yıl fındıkla yatıp fındıkla kalkan üreticinin emeğinin artık hasat zamanı gelmiştir. Ancak; hasat ederken bir yıllık emeğinin karşılığını tam alabilmesi için, fındığının tam hasat olgunluğuna gelmiş olmasına önem vermelidir. Çünkü tam olgunlaşmadan hasat edilen fındıkların iç randımanı düşer, buruşuk oranı artıp depolanma süreleri kısalmaktadır.

Daldan  ve dalların silkelenmesiyle yere düşürülenlerin elle toplanmasıyla  hasat edilen fındıkların harmanlaması ve depolamasında da kalitenin korunması için belirlenen şartlara uyulması hem üreticinin hem de ülkemiz ekonomisine sağlayacağı katkı unutulmamalıdır .

SAYIN ÜRETİCİ,

 Bir yıllık emeğinizin karşılığını almak üzere olduğunuz bu günlerde fındığınızı pazara daha kaliteli ulaştırabilmeniz dolayısıyla  ülkemiz fındığının hak ettiği değeri bulabilmesi, ihracatının devamlılık göstermesi için;

Aşağıdaki hususlara dikkat etmelisiniz. 

1-Hasat mevsiminden en az 5-10 gün önce fındık bahçelerindeki yabancı otları temizlemelisiniz.

2-Bahçede bulunan ve farklı zamanlarda hasat olgunluğuna gelen, farklı çeşitleri ayrı ayrı  hasat ediniz.

3-Hasatı, yerden ve fındıklar tam olgunlaştıktan sonra yapınız. Çünkü olgunlaşmadan hasat edilen fındıklar hem çabuk bozulacak hem de randımanı düşük olacaktır.

4-Hasat olgunluğuna gelip kendiliğinden yere dökülen fındıkları diğerlerinin de dökülmesini beklemeden toplayınız.

5-Hasat ettiğiniz fındıkları jüt çuvallar içerisinde, aynı gün harmana getiriniz, kesinlikle naylon çuvallar içinde ve sıkışık bir vaziyette bahçede bekletmeyiniz. Çünkü bunun sonucunda küflenme ve çürüme başlar.

6-Harmana getirdiğiniz zuruflu fındıkları büyük yığınlar ve kalın tabaka oluşturacak şekilde yığıp bekletmeyiniz.

7-Zuruflu fındıkları toprakla temas ettirmeyip, yağmurdan koruyunuz. Ancak kızışma olmaması için de fındıkların üzerine örttüğünüz naylon örtüleri, yağmur nedeniyle uzun süre  havasız bırakmayınız.

8-Zuruflu fındıkları; beton harmanlara 15-20 cm kalınlığında serip 4-5 saatte bir çevirerek, güneşte 1-2 gün soldurulduktan sonra patoza veriniz.

9-Fındığı verdiğiniz patozun fındıkları zurufundan tam olarak ayırmasına fakat fındık kabuğuna zarar vermemesine dikkat ediniz.

10-Zurufundan ayrılmış dane fındıkları; hafif meyilli ve temiz beton harmanda kurutunuz, eğer harmanınız beton değilse fındığınızın toprakla temasını önlemek için jüt tente veya bez kullanınız.

11-En fazla 5 cm kalınlıkta beton veya jüt tente üzerine sererek  kurumaya bıraktığımız dane fındıkları yağmurdan korumak için üzerine örteceğiniz naylon örtüyü direkt fındığın üzerine değil, en az 30-40 cm yükseklikte yaptığınız çardağın üzerine örtmelisiniz.

12-Tam olarak kuruttuğunuz kabuklu dane fındıkların içindeki patozun kırdığı iç fındıklarla yabancı maddeleri seçiniz, çünkü bu maddelerin dayanıklılık süresi az olduğu için küflenecektir.

13-Kuruyan fındıkları iyice soğuduktan sonra, sabah erken veya akşam geç saatte jüt çuvallara doldurunuz. Naylon çuvallara fındık koyulduğunda kızışma yapmakta, bunun sonucunda da küflenen fındıklarda kanser yapıcı etkisi olan aflatoksin maddesi oluşmaktadır ki bu madde hem fındığınızın kalitesini hem de insanların sağlığını etkileyecektir.

14-Kuruyan kabuklu fındığınızı hemen pazara götürmeyecekseniz   temiz, rutubetsiz ve havalandırma özelliğine sahip bir depoda muhafaza ediniz.          

 Fındığınıza göstereceğiniz ilgi ve özenin gelirinizi bir kat daha artıracağını unutmayınız.

EYLÜL

Harman  zamanı geciken bazı yörelerde, ürünü sonbahar yağmurlarından iyi korumak gerekmektedir.

Erken kurutulamayan veya naylon örtü altında uzun süre kalan fındıkların zarar görmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Fındık hasadı tamamlandıktan sonra, fındık filiz güvesi mücadelesi de yapılmalıdır. Bunun için yaprakların altında orta damar ile yan damarların birleştiği üçgen girintilerde kahverengi lekeler bulunup bulunmadığına bakılmalı, baktığımız 100 yaprağın 15’ inden fazlasında araz görülüyorsa ilaçlama yapılmalıdır.      

EKİM

Fındıklar toplanıp, harman alınmış, çoğu üretici ürününü pazara götürüp bir yıllık emeğinin karşılığını da elde etmiştir.

Sıra gelecek yılın ürününü daha da artırmaya, en azından devam ettirmeye gelmiştir. Çünkü Ekim ve Kasım ayları gelecek yıl ürününe hizmet etme aylarıdır.

Bunun içinde budamaya önem verilmelidir. Öncelikle fındık dalları ayıklanmalı kurumuş, kırılmış veya verimden düşmüş dallar hatta ocaklar çıkarılarak yerleri yeni genç kök sürgünlerine bırakılmalıdır. Bu arada gereksiz kök sürgünleri de ayıklanmalıdır.

 Öte yandan kışlık gübre adı verilen fosforlu ve potasyumlu gübrelerin toprağa verilme zamanı da Ekim-Kasım aylarıdır. Genellikle 3 yılda bir verilen fosforlu gübrelerde, ocakların çevresinde dal izdüşümüne(dalların altına) gelecek şekilde 10-15 cm derinlikte açılacak 20-30 çukura atılarak kullanılmalıdır

Yine Mayıs böceği larvaları ile ilaçlı mücadele de eylül-ekim aylarında yapılır. Bunun için 50x50 cm ‘lik çerçeve ile bahçenin araz görülen 16 ayrı yerinde  işaretleme yapılır, buralar 25 cm derinliğinde kazılır bir örtü üzerine alınan toprak incelenerek 1m ² de (4 çerçeve alanı) 3 adet larva varsa toprak ilaçlaması yapılmalıdır. 

KASIM

Kış mevsiminin başlangıcı sayılan Kasım ayında havaların uygun olduğu zamanlarda, fındık bahçelerinde ayıklama işlerine devam edilir. Yine kışlık (fosforlu) gübre verilmesi geciken yörelerde bu işler tamamlanır.

Fındığın  iyi gelişip bol ürün verebilmesi için yetiştiği toprağın ph’ nın 5-7 arasında olması gerekmektedir. Bu ay, toprak ve yaprak analizlerinin sonucunda  bahçemize tavsiye edilen kireç, fındık ocaklarının dal izdüşümlerine serpildikten sonra 5-10 cm derinlikte çapalanarak toprağa karıştırılıp verilir.   

Bahçeye tavsiye edilen kışlık gübrelerle kirecin aynı anda verilmemesi tavsiye edilmektedir.                

Mayıs aylarında mücadele edilen virgül koşnili ile bu ayda da ilaçlı mücadele yapılabilir. Öte yandan kurumuş dallar toplanırken dalkıran ile de mücadele edilmiş olur.

Kışı bol yağışlı geçen yörelerde çiftlik gübresi bu aydan mart ayına kadar verilebilir. Unutulmamalıdır ki en iyi gübre çiftlik gübresidir ve toprağa gerekli olan hemen her çeşit besin maddesi bu gübrelerde vardır.

Kasım ayı işlerin azaldığı ay ise de fındık üreticisi kışlık odununu, ahırındaki hayvanlarının altının kuruluğunu temin edebilmek için bahçesinden çıkamayacaktır.

Toprağa gübre verirken;ocak diplerine serpip bırakılmamalıdır.

ARALIK

Fındık üreticisinin işlerinin en az olduğu dinlenmesi gereken aydır bu ay. Ama  nasıl dinlenebilsin?

Fındık dallarında püsler irileşmiş, karanfillerin tomurcukları şişmiş ve tam patlamaya hazır, yer yer kırmızı uçları görülmektedir.

Fındık bitkisi duruyor, dinleniyor mu ki, üretici oturabilsin, dinlenebilsin. O  da, gelecek yılda daha iyi ürün alabilmek için uygun bulduğu zamanlarda yine bahçesindedir.

Örneğin toprak ve yaprak analizlerinin sonuçlarına göre diğer aylarda zaman bulamamışsa kirecini verir, çitlerini, hendeklerini onarır...

Durmak yoktur fındık bitkisinde de üreticisinde de. Hep çalışır, çalışır, çalışır...

           


 FINDIK HAKKINDA FINDIK HAKKINDA FINDIK HAKKINDA FINDIK HAKKINDA FINDIK HAKKINDA FINDIK HAKKINDAFINDIK HAKKINDA 

YİNE YEŞİLLENDİ FINDIK DALLARI

Anavatanı Anadolu olan fındığın yetiştiriciliği ülkemizde yaklaşık 2500 yıldan bu yana yapılmaktadır. İşte bu nedenle ülkemiz, en değerli yabani türlerle dünya ticaretinde aranılan en kaliteli kültür çeşitlerinin yayılma alanıdır.

Türkiye yıllara göre 350-600 bin ton yıllık üretimi ile dünya fındık üretiminin %65-70'ini, dünya fındık ticaretinin ise %70-75'ini gerçekleştirmektedir.

Fındık en uygun yetiştirme koşullarını ülkemizin Karadeniz Bölgesi'nde bulmuş olup, Giresun, Trabzon, Sakarya, Samsun ve Bolu illeri başta olmak üzere 13 ilde ekonomik anlamda yetiştirilmektedir. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'nin hemen tek tarımsal ürünü durumundadır. Fındık ayrıca yetiştirme ortamı ve yetiştirme şekliyle de, çok eğimli, toprak derinliği az olan alanların erozyona karşı korunmasında da çok önemli bir işleve sahiptir.

Türk Fındığı                            

Dünya standartlarında belirleyici olan Türk fındığı, kalite olarak Giresun ve Levant olmak üzere ikiye ayrılır.

Giresun kalite fındık, tadı ve içerdiği yağ oranı ile yeryüzünün en üstün özellikli fındığıdır. Bir kültür sahası olan Giresun'da ve Trabzon'un Beşikdüzü, Vakfıkebir, Çarşıbaşı, Akçaabat ilçelerinde yetişir.

Levant kalite fındık, içerdiği yağ oranı az olmakla birlikte, kavrulurken az oranda iç zarını atar. Levant Trabzon, Levant Ordu, Levant Akçakoca biçiminde adlandırılır.

Fındık Çeşitleri

Fındık, üç ana gruba ayrılır:

Kabuklu tombul fındıklar: Tombul, Palaz, Mincare, Gök, Kalınkara, Kan, Cascava ve Delisava (Çakıldak).

Kabuklu sivri fındıklar: Sivri, İncekara, Kuş.

Diğer kabuklu fındıklar: Badem, Foşa, Kargalak, Ordu ikizi.

Ülkemiz, fındığın anavatanı olması özelliğiyle, oldukça zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Fındığın ülkemizde erken başlayan yetiştiriciliği, zaman içinde doğal ya da üretici seleksiyonlarıyla, bugünkü çok değerli çeşitlere sahip olmasını sağlamıştır. Hala doğal malzemelerden oluşan çok sayıdaki tipler üretici tarafından "yabani fındık" olarak adlandırılmaktadır.

Değişik fındık bölgelerimizde farklı yoğunlukta olmak üzere, ülkemizde Tombul, Palaz, Foşa, Mincane, Çakıldak, Kalınkara, Uzunmusa, Kan, Kargalak, Cavcava, Sivri, İncekara, Acı, Kuş, Yuvarlak Badem ve Yassı Badem fındık çeşitleri yetiştirilmektedir. Bunlardan özellikle yuvarlak şekilli olan fındıklar, fındık işletme sanayii için çok uygun olup, yoğun olarak yetiştirilen çeşitlerdir.

Kanser ve Kalp Damar Yetersizliğine Karşı Fındık ve Fındık Yağı

Enerji degeri 639kcal/100g olan fındıgın protein içerigi % 8.2 olarak bulunmuştur. Bu değer bitkisel kaynaklı proteinler için önemli sayılmaktadır. İncelenen fındık çeşitlerinde ortalama yağ oranı % 62.7 olarak saptanmıştır. Bu yagın, yağ asitleri bileşimin %82 'sini oleik asit oluşturmaktadır.

Son yıllarda yapılan çalışmalarda fındıkta çok yüksek düzeylerde bulunan tek çift baglı doymamış yağ asidi oleikasidin kanda kolestürün yükselmesini önledigi ve böylece kalp-damar hastalıklarına karşı korucu etki gösterdigi belirtilmektedir.

Fındığın ve Fındık yağının bu açıdan önemi Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya eyalitinde yapılan 6 yıl süreli bir araştırma ile de belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre günde en az bir kere fındık yiyen veya fındık yağı kullanan bir insanın, hiç fındık yağı kullanmayan insana göre enfarktüsten ölme riski yarı yarıya azalmaktadır.

Fındık ve fındık yağı E vitaminin bilinen en iyi kaynağıdır. Bu vitaminin kalp ve diğer kasların sağlığı ve üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek yine ülkemizde yaygın olan kansızlığa karşı koruyucu etki oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek kanser hastalığına karşı korumasıdır.

Fındıkta ve fındık yağında E vitamini yüksek, çok çift bağlı doymamış yağ asidinin az olması vücutta özellikle kalp dokularındaki hücrelerin korunmasını sağlamaktadır.

Fındık ve fındık yağının kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan kalsiyum kan yapımında görev alan demir büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişmesinde rol oynayan çinko için en iyi kaynaklarında birisidir. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumda zengindir. İşte bu yüzden fındığın ve fındık yağının insan yaşamında değerli bir yeri olduğu görülmektedir.

Mecidiye Köyünün %91'ini  fındık bahçeleri oluşturur.   Dolayısıyla Mecidiye'nin  ekonomisinde fındık en büyük rolü oynar.   Köyün yıllık fındık rekoltesi 350 ton kadardır.

Fındık Dünya üzerinde 36-41 enlemlerinde yetişebilen ve kendine özgü iklime ihtiyaç duyan bir bitkidir . Kıyılardan en çok 30 km içerlerde ve yüksekliği 750-1800m yi geçmeyen yerlerde yetiştirilir. Dünyada en önemli fındık dikim bölgeleri; Türkiye, İtalya ve Amerikada dır. Fındık dikimine ve yetiştirilmesine en ungun koşullara sahip ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Türkiye fındık rekoltesinin hemen hemen tamamına yakın bölümünü en uygun toprak ve iklim koşullarına sahip Karadeniz Bölgemizden elde edilir. Bugün Ülkemizde başta Doğu kesimleri olmak üzere tüm Karadeniz yöresinde 300 bine yakın aile yaklaşık 600 bin hektar alanda fındık yetiştiriciliği yapmakta ve yine yaklaşık 8 milyon kişi doğrudan veya dolaylı olarak geçimini Fındık tarımından sağlamaktadır.

Fındık tarımında biyolojik, fizyolojik ve coğrafi faktörler doğrudan doğruya Rekolteye etki etmektedir. Bu nedenle gerek Ülkemiz ve gerekse Dünya fındık üretimi yıldan yıla değişiklikler gösterir. Dünya fındık üretimi son yıllardaki alan artışları ile hemen her yıl 500-600 bin ton dolaylarında gerçekleşmektedir. Türkiye `nin bu üretimdeki payı; İtalya, İspanya, ABD, Yunanistan ve diğer ülkelerin önünde %65-75 arasında değişmektedir. Fındık eski çağlardan beri besin değeri yüksek olan insana güç ve kuvvet veren bir ürün olarak bilinir. Gerçekten fındık sağlıklı beslenme açısından büyük dönem taşıyan besin öğelerini taşımaktadır. TÜBİTAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Merkezi Gıda ve Sogutma Teknolijileri Araştırma Bölümünde bu konuda yürütülen kapsamlı çalışmalar sonuçlanmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre Fındıgın genel kimyasal bileşimi (g/100g)esas alınarak şöyle oluşmaktadır.

Fındığın genel 
kimyasal bileşimi (g/100g)

NEM 4.6
YAĞ 62.7
KARBONHİDRAT 11.6
PROTEİN 16.2
SELULOZ 2.7
KÜL 2.2

 

Fındığın içindeki
Vitaminler (mg/100)

B1 Vitamini :0.33
B6Vitamin :0.24
B2 Vitamini :0.12
E Vitamini :31.4
NİASİN :1.75

 


 Fındığın içindeki Mineraller (mg/100)

DEMİR :5.8
POTASYUM :655.3
BAKIR :1.3
KALSİYUM :160.0
SODYUM :2.1
MANGANEZ :5.1
ÇİNKO :2.2
MANGNEZYUM :16.2

 

Türkiye’deki üretimi çok eskilere dayanan fındık,geleneksel ihraç ürünü olma niteliğini devam ettirmekte ve ülke ekonomisine oldukça büyük katkıda bulunmaktadır.

Fındık üreten ülkeler arasında saha,üretim ve ihracat bakımından ilk sırada yer almamıza karşılık,birim sahadan alınan ürün bakımından diğer üretici ülkelerin gerisinde bulunmaktayız.Yıldan yıla dalgalanma göstermekle birlikte ülkemizdeki fındık üretim artışı denetimsiz ve kontrolsüz olarak genişleyen üretim sahasından karşılanmaktadır.

Dünya fındık ihracatındaki ülkemizin payının yüksek olması, fındık çeşitlerimizin kaliteli olmasına ve dünya fındık üretim alanının büyük çoğunluğunun elimizde olmasına bağlı bulunmaktadır.

Fındık çerezlik olarak tüketildiği gibi, pastacılık ve şekerleme sanayiinde geniş ölçüde kullanılma alanına sahiptir. Üretilen fındığın %10-15'i ise ülke içerisinde çerezlik olarak ve yeni oluşan pasta ve şekerleme sanayinde tüketilmektedir.İşlenmiş ve mamul olarak fındık ihracatımız ise çok az bulunmaktadır.

Fındığın bir çok üretim ve pazarlama sorunları bulunmaktadır.Üretim sorununun başında verim düşüklüğü gelmektedir. Fındık bahçelerinin yaşlı ve çok sık dikilmiş olması, tozlayıcı noksanlığı, budama, gübreleme ve mücadele gibi teknik uygulama noksanlıkları verim düşüklüğünün en önemli sebepleridir. Pazarlama sorunlarının başında ise o yıl üretilen fındığın ihraç edilmemesi ve buna bağlı olarak yıldan yıla stokların oluşmasıdır.

 

www.mecidiye.org

Hava Durumu

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.171234.3081
Euro37.456737.6068
SATILIK İLANLARI