1- FINDIK BAKTERİYEL YANIKLIK HASTALIĞI
[Xanthomonas arboricola pv. corylina) (Miller et al) Vauterin et al]
Hastalık etmeni tomurcuklarda ölüme, yapraklarda ve zuruflarda lekelere, sürgün, dal ve gövdede kanserlere sebep olmaktadır.
Hastalığa yakalanan tomurcukların bir kısmı kuruyarak ölür, bir kısmından da hastalıkla bulaşık sürgünler gelişir. Yaprak lekeleri düzensiz şekilli veya yuvarlak (genellikle 3 mm’den küçük) görülür ki bunlar önce sarımsı yeşil iken daha sonra kırmızımsı kahveye döner. Lekelerin etrafı sarımsı yeşil bir zon ile çevrilidir. Zuruflardaki lekeler yapraklardakine benzer şekil ve büyüklükte koyu kahverengi olarak görülür. Başlangıçta yüzeysel olan bu lekeler zamanla çukurlaşır ve sertleşir. Meyvelerdeki lekeler ise yüzeysel, yuvarlağa yakın ve koyu kahverengidir (Şekil 1). Hastalanmış dallar dışarıdan kurumuş gibi görülürler, yapraklar kıvrılarak kururlar ancak dökülmeden kalırlar. Bu şekilde hastalanmış dalların ince kabuk tabakası kesilip kaldırıldığında iç kısımdaki dokularda kırmızı-kahverengi renk değişimi gözlenir. Ayrıca sürgün ve dallarda uzunlamasına (10-25 cm) kanserler oluşur. Enfekte olan 1-2 yaşlı sürgünler ve genç ağaçlar ölürler.
Şekil 1. Fındık Bakteriyel Yanıklık hastalığının zuruf ve meyve kabuğu üzerindeki belirtileri
Hastalık bitkiye yaprak, zuruf ve meyvedeki doğal açıklıklardan ve yaralardan giriş yapar ve yağmur, rüzgar ve budama aletleri ile diğer bitkilere taşınır.
Mücadelesi
Hastalıkla mücadelede kültürel önlemlere dikkat edilmelidir. Taban suyu yüksek arazilere bahçe tesis edilmemeli, bitki besin maddelerince zengin, normal derinlikte olan araziler tercih edilmeli, sağlıklı fidanlar kullanılmalı, bilinçli bir gübreleme ve toprak işleme yapılmalıdır. Hastalıklı sürgün ve dalların kesilip yakılması, budama sırasında bir ağaçtan diğerine geçerken budama aletlerinin lizol eriyiği veya % 10’luk çamaşır suyuna batırılması bulaşmaların önlenmesi açısından önemlidir.
Kültürel önlemlerin yanı sıra koruyucu olarak üç ayrı dönemde % 1’lik Bordo Bulamacı (1 kg Bakır sülfat, %98 + 500 gr Sönmemiş kireç / 100 lt su) ile bahçeler ilaçlanabilir. Birinci ilaçlama hasattan sonra Ağustos sonu, Eylül başı; ikinci ilaçlama sonbahar sonunda yaprakların ¾’ü döküldüğü bir dönemde ; üçüncü ilaçlama ise ilkbaharda yaprak tomurcukları patlamaya başladığı bir dönemde yapılır. İlaçlamalar rüzgarsız havalarda ve ağacın her tarafına ilaç gelecek şekilde yapılmalıdır.
2- FINDIKTA KÜLLEME HASTALIĞI
[Phyllactinia guttata(Wallr.: Fr.) Lev.]
Fındık yapraklarının genellikle alt yüzeyinde gelişme sezonunun ortasından sonuna doğru olan dönemde fungusun beyaz renkli kolonileri görülür. Başlangıçta küçük (3-6 mm) ve tozlu beyaz olan koloniler sonuçta yaprağın tamamını sarar. Yaprak yeşil rengini ve parlaklığını kaybederek matlaşır. Beyaz kolonilerin içinde hastalık etmeninin gözle görülebilen küçük, yuvarlak, kahverengi, parlak kırmızı ve siyah renkte kleistotesiyumları oluşur (Şekil 2). Daha sonra yapraklar giderek kahverengileşmeye, gevrekleşmeye ve kıvrılmaya başlar. Bu şekilde hastalığa yakalanan yapraklar vaktinden önce dökülürler.
Hastalık etmeni kışı yere dökülen hastalıklı yapraklarda kleistotesiyum halinde geçirir. İlkbaharda kleistotesiyumlardan çıkan askosporlar normal büyüklüğünü almış fındık yapraklarını enfekte ederek hastalığı başlatırlar.
Hastalık doğrudan ürüne zarar vermediği için önemli bir ekonomik kayba sebep olmaz. Ancak yaprakların vaktinden önce dökülmesine neden olarak, fındık veriminden çok kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca hastalıklı yapraklar, fizyolojik faaliyetlerini sağlıklılar kadar sürdüremeyecekleri için, o yılın sürgünlerinin pişkinleşmesini engelleyebilir. Bu durumun uzun yıllar devam etmesi durumunda, ağaçlarda gelişme geriliği görülebilir.
Şekil 2. Fındık yapraklarında külleme hastalığı belirtileri
Mücadelesi
Enfeksiyon kaynaklarının azaltılması için dökülen yapraklar yok edilmelidir.
Budama iyi bir hava sirkülasyonu ve güneşlenme sağlayacak şekilde yapılmalıdır.
3- FINDIK DAL KANSERİ
(Nectria galligena Bres.)
Fındıklarda dal kanseri 250 m ve daha yüksek kesimlerde görülmekte, yükseklik arttıkça don zararına bağlı olarak hastalık şiddeti de artmaktadır. Hastalık fındıkların gövde ve dallarında ve bunlardan çıkan yan dal veya dalcıkların dip çevresinde oluşmaktadır. Bazı ocaklarda gövdelerin dip kısımlarında sürtünmeden dolayı oluşan yara yerlerinde de görülmektedir. Fındıkta daha çok açık kanser şeklinde olan yaralar gövde ve dalların kabuklarında iç içe halkalar şeklinde ve merkezi çukurlaşmış şekildedir. Bu yaralar bazen 20 cm’ye kadar ulaşabilmektedir (Şekil 3). Yaralar genellikle dalın bir tarafında olmakta, bu dallar bir süre canlılıklarını sürdürebilmektedirler.
Şekil 3. Fındık dal kanseri hastalığının dallardaki belirtileri
Hastalık etmeninin yaşlı kanserlerin kenarlarında, ölü kabukların altında, çatlaklar içinde bazen dağınık bazen de kümeler halinde olan küçük, parlak, kırmızı renkteki periteslerinden boşalan askosporları ile yeni enfeksiyonlar başlar (Şekil 4). Bunun için mutlaka yüksek orantılı nem veya yağmura ihtiyaç vardır. Bu koşullar ilkbahar ve sonbaharda oluştuğundan hastalığın bulaşması bu aylara rastlar. Don olayından sonra ilkbaharda ve hasattan sonra sonbaharda bitkide oluşan yaralardan giriş yapan etmen 2 -3 yıl sonra tipik kanser yaralarına neden olur. Hastalık nedeniyle ocaklardaki ağaç sayısı azalmakta, bazı ocaklar ise tamamen yok olmaktadır.
Mücadelesi
Bahçelerde inokulum kaynağı olan bulaşık dallar budanmalı ve budama artıkları bahçeden uzaklaştırılarak yakılmalıdır.
Yüksek kesimlerde dona karşı nispeten dayanıklı çeşitler yetiştirilmelidir. Hastalığa duyarlı olduğu bilinen çeşitlerin (Foşa ve Mincane gibi) dikiminden kaçınılmalıdır.
Etkili bir kimyasal mücadelesi olmamakla birlikte, erken ilkbaharda ve hasattan sonra sonbaharda budamanın arkasından %1’lik bordo bulamacı ile yapılacak ilaçlamalar, yara yerlerinden etmenin girişini engellemesi yönünden yararlı olabilir.
Şekil 4. Dal Kanseri hastalık etmeninin peritesleri
4- ARMILLARIA KÖK ÇÜRÜKLÜĞÜ
[Armillaria mellea (Vall.) Quel.]
Hastalık etmeni şapkalı bir mantar olup, şapkalarını sonbaharın ilk yağışlarından sonra oluşturur. Hasta ağaçların kök boğazında oluşan sarımsı kahverengi olan ve dibe doğru siyahlaşan şapkalar 5–15 cm. çapındadır. Bu şapkalar miselyumlardan oluşan rizomorfların ucundan meydana gelir. Rizomorflar kalın, silindir şeklinde, önceleri beyaz, sonra koyulaşan miselyum uzantılarıdır. Mantar hem toprakta hem de odun dokusunda yaşar. Ölü ağaçlarda ve toprakta kalan kök parçalarında uzun süre canlılığını devam ettirir. Rutubetli yerlerde iyi gelişme imkânı bulur.
Meyve ve orman ağaçlarının köklerinde çürüklük yapmak sureti ile ağaçların ölümlerine sebep olur. Hastalığa yakalanan ağaçlar ilk yıl çok az sürgün verirler. İkinci yıl yapraklar sararır, dökülür. Üçüncü yıl dal ve dalcıklar ölmeye ve kurumaya başlar. Dördüncü yıl ağaçlar tamamen kururlar (Şekil 5). Bazen şiddetli enfeksiyonlarda 1-2 yıl içinde de ağaçların kuruduğu görülür. Bunların kökleri incelenirse, ikinci köklerden başlayarak, kök boğazına kadar kabukla odun arasında beyaz bir misel tabakasının varlığı dikkati çeker. Hastalığın başlangıcında odun tabakası açık kahverengi, daha sonra sarımtırak veya beyaz süngerimsi bir doku halini alır.
Hastalık ağaçların yaşamlarının kısalmasına, ağacın verim yaşında ölümüne neden olduğu için ekonomik açıdan önemlidir. Ormandan açılan veya orman alanlarına yakın bahçelerde daha fazla görülmektedir.
Şekil 5. Fındıkta Armillaria kök çürüklüğü belirtisi ve fungusun şapkalı mantarları (b). |
Mücadelesi
Kültürel önlemlere dikkat edilmelidir:
· Ağaçlar sağlam ve sağlıklı yetiştirilmelidir. Köklerin yaralanmamasına dikkat edilmelidir.
· Ağaçlar derin dikilmemeli.
· Sonbaharın ilk yağmurlarından sonra oluşan fungusun şapkaları ve oluştukları yerdeki kök parçaları imha edilmelidir.
· Kuruyan ağaçlar bahçeden kökleri ile birlikte sökülerek imha edilmeli ve yerlerinde kireç söndürülmelidir.
· Hastalık bahçenin belli kesimlerinde ise rizomorfların sağlam ağaçlara ulaşmaması için hasta olanlar 60 cm derinlik ve 30 cm genişlikteki hendekler ile izole edilmelidir.
· Çevre bahçelerde hastalığın bulunduğu durumlarda sel sularının getireceği hastalıklı parçaların girişini önlemek için bahçenin çevresine 60-70 cm derinlikte hendekler açılmalıdır.
Hastalıkla kimyasal mücadele için; hastalık yeni başlamış ise hasta kökler kesilip, hasta kısımlar kazındıktan sonra bu yerler 750 g ardıç katranı+250 g göztaşı karışımı ile kapatılmalıdır.
Hastalığın görüldüğü bahçelerdeki sağlam ağaçları korumak için, sonbaharda veya ilkbahar başında ağaçların iz düşümleri % 2’lik göztaşı ile m2’ye 10 litre ilaçlı su gelecek şekilde ilaçlanmalıdır.
5- ROSELLINIA KÖK ÇÜRÜKLÜĞÜ
(Rosellinia necatrix Prill )
Hastalık etmeni fungusun hifleri bölmeli olup, bölüm yerlerinin armut şeklinde şişkin olması tipik özelliğidir. Misel örtüsü üzerinde zamanla sklerotlar oluşur. Etmenin yayılma organı olan miselleri toprakta yıllarca canlılığını korur, özellikle hastalıklı ağaçların bulunduğu bahçelerde uzun yıllar hayatını sürdürerek yeni bulaşmalara sebep olur. Hastalık etmeni hastalıklı köklerin yakınında bulunan genç kökler ve kök uçlarını bulaştırır. Kök içinde gelişen hastalık etmeni kabuk kısmına yayılır. Oduna geçemez, odun ile kabuk arasında gelişir, kabuğun kambium tabakasını zarara uğratır. Sulama suyu, sel ve yağmur suları, hastalıklı kök parçaları kök çürüklüğünün ağaçtan ağaca bulaşmasını sağlayan sebeplerdir.
Kök çürüklüğüne yakalanan ağaçlarda dikkati çeken ilk belirti yaprak sararmalarıdır. Bu belirti ocağın bir tarafında veya tamamında görülebilir. Sararma ve solgunlukla beraber yapraklarda küçülmeler olur. Yapraklar giderek dökülür ve ocaklarda normalden çok az yaprak kalır. Ayrıca bulaşık ocaklarda, ağaçlarda gelişmede durgunluk ve dallarda uçtan geriye doğru ölüm durumu ortaya çıkar. Hasta ağaçların meyve verimi ve kalitesi de düşer. Böyle ağaçların meyveleri irileşmeden ve olgunlaşmadan dökülür.
Bulaşık ağaçların kökleri açılacak olursa, ince köklerin esmerleşip çürüdüğü görülür. Kalın kökler ve kök boğazında da, önceleri beyaz olup sonradan koyulaşarak gri ve siyaha dönen bir misel tabakası dikkati çeker (Şekil 6). Kökün kabuk kısmı kaldırılınca, kabuk altında ağ gibi beyaz misel örtüsü görülür.
Şekil 6. Rosellinia necatrix’in miselyumu
Mücadelesi
Kültürel önlemler olarak:
· Ağır ve su tutan topraklarda bahçe kurulmamalıdır.
· Toprakta fazla su birikmesine engel olmak için bahçenin etrafına drenaj kanalları açılmalıdır. Bahçeler sel sularından korunmalıdır.
· Sulama suyu ve gübre, ağaçların kök boğazına değil tekniğine uygun şekilde taç izdüşümüne verilmelidir.
· Bulaşık bahçelerde, ilkbaharda ağaçların kök boğazları ana köklere kadar açılarak, yaz aylarında güneş ve hava almaları sağlanmalıdır.
· Kökleri tamamen çürüyen ağaçlar, toprakta hiç kök parçası kalmayacak şekilde sökülmeli ve yakılmalıdır. Ağaçların söküldüğü kısımlara en az 2 yıl hiçbir meyve fidanı dikilmemelidir.
· Hastalığın yeni bulaştığı ağaçlarda ise, çürüyen kökler sağlam kısma kadar temizlenmeli, kesilen köklerin üstüne rastlayan dallar da köklerle dengeyi sağlayacak şekilde budanmalıdır.
· Kök çürüklüğünün sağlam ağaçlara bulaşmasını önlemek amacıyla, bahçede hastalığın bulaşık olduğu kısmın etrafına 1 m derinliğinde hendek açılmalı, hendek toprağı bulaşık tarafa atılmalıdır.
Hastalığın belirlendiği her dönemde kimyasal mücadele yapılacağı gibi, ilkbaharda kültürel önlemler ile birlikte yapılması daha uygundur.
Hastalığın yeni görüldüğü bahçelerde kimyasal mücadeleye geçebilmek için ilkbaharda ağaçların dipleri açılarak kök ve kök boğazları incelenmelidir. Hastalık yeni başlamış ise hasta kökler kesilip, hasta kısımlar kazındıktan sonra bu yerler 750 g ardıç katranı+250 g göztaşı karışımı ile kapatılmalıdır.
Hastalığın görüldüğü bahçedeki sağlam ağaçları korumak için, sonbaharda veya ilkbahar başında ağaçların iz düşümleri % 2’lik göztaşı ile m2’ye 10 litre ilaçlı su gelecek şekilde ilaçlanmalıdır.
Kökleri tamamen kurumuş ağaçlar, toprakta hiç kök parçası kalmayacak şekilde sökülmeli, hasta kısımlar kendi çukurlarında yakılmalıdır. Açılan çukurlara 3 kg/m3 olacak şekilde kireç söndürülmeli ve kapatılmalıdır.
6- FINDIK MOZAİK HASTALIĞI
(Apple mosaic ilarvirus, ApMV)
Hastalığın oluşturduğu yaprak belirtileri çok değişkendir. Genel sararma, sarı halkalar ve çizgiler, sarı beneklenme, meşe yaprağı deseni ve geniş damar bantlaşmaları görülür (Şekil 7). Bazen enfekteli bitkiler belirti göstermeyebilir. Enfekteli genç fındık bitkilerinde vejetatif gelişmede hafif bir zayıflık gözlenir. Yine enfekteli fındıklarda oluşan meyve sayısında ve dolayısıyla verimde sağlıklılara nazaran büyük bir azalma söz konusudur ancak meyve büyüklüğü ve kalitesinde bir farklılık oluşmamaktadır.
Hastalığın yayılmasında vejetatif üretim materyali önemli rol oynamaktadır.
Mücadelesi
Kültürel işlemler sırasında kullanılan her türlü alet ve ekipmanlar ağaçtan ağaca geçerken %3’lük sodyum hipoklorid veya %2’lik sodyum hidroksit + %2’lik formalin solüsyonları ile dezenfekte edilmelidir.
Her vejetasyon döneminde üretim materyali alınan ocaklar kontrol edilerek, hastalık belirtisi gösterenlerden üretim materyali alınmamalıdır ve bahçeden çıkarılarak yok edilmelidir.
Virüsün enfeksiyon kaynağı olabilecek yabancı otlar ve bahçe etrafındaki bulaşık üzümsü meyveler ortadan kaldırılmalıdır.
HAZIRLAYAN: Ziraat Yük. Müh. Arzu SEZER